DADYA

Kuruluş Hikayemiz

Aslında hiç de ilgi çekici bir hikaye olarak başlamadı bizimki. 2004 yılı 1 Haziran günü, 1988 yılında kurulmuş İlkadım Elele’yi devraldık. Dönemin iyi bilinen okullarından biriydi İlkadım Elele, ancak klasik bir okuldu; bir arkadaşımın ‘’sana kim çocuk verir’’ sözü bana ilham oldu; ‘’bana benim gibi aileler gelsin’’ diyerek; farklı bir ortam, alternatif bir eğitim modeli arayışım o gün başladı. Siyasal Bilgiler mezunu olmama rağmen, Atatürk Üniversitesi Çocuk Gelişimi Bölümü'nü de 2014 yılında bitirdim, üniversitelerin yüksek lisans programlarından, program, ekoloji, beslenme, eğitimde farklı yaklaşımlar, yaratıcılık gibi dersler aldım, Amerika’da, Avrupa’da, hatta Küba’da her ne gezi, work-shop açılırsa gittim; ulusal ve uluslararası derneklere üye oldum, ne bulduysam okudum.

Adımız mitolojiden, evrensel değerlerden gelsin istedim, çocuklara sordum bir çok adı; sonra oyladık onlarla.. Dea Dia’dan esinlenerek, büyüme ve gelişme anlamına gelen Dadya ismine aşık olup okulun adını Dadya koyduk oy çokluğu ile..

Sonrasını biliyorsunuz, önce elçiliklerle ortak çalışmalar, sonra kurumsallaşma adına TSE’den belgelenme süreci, ardından şubeleşme çalışmaları... Sonra Reggio Emilia İlhamlı bir okul olma sevdası...

Farkındaysanız anlatırken, tekil şahıstan çoğula geçtim; çünkü başta bu benim hayalimdi; ama şöyle mi yapsak, şu da mı olsa diyerek veliler, merakları ve öğrenme istekleri ile Dadyalı çocuklar, bana inanan ekip arkadaşlarım hayalime ortak oldu; Dadya öğrencisiyle, çalışanıyla, velisiyle bu hayalin sonucu; herkese minnettarım.

Sonrası keyifli bir yolculuk aslında. International Child Art Association (ICAA) kurucu üyesi olduk ve 2009 yılında, Paris’te Türk Yılı kapsamında ülkemizi temsil ettik. Aynı yıl Ümitköy Şubemizi açtık. 2008 yılında Türkiye Çevre Vakfı’na üye olduk; iki yıl sonra, yaptığımız çalışmalarla yeşil bayrağımızı gururla astık, sonra orman okulu çalışmalarına başladık. Outdoor School’a Türkiye’den ilk başvuruyu yaptık; ilk günden Okul Dışarıda programına katıldık.

2014-2016 yılları arasında sürdürülen uluslararası OMEP Classroom Environment Rating Scale for Education for Sustainable Development (OCERS-ESD) (Erken çocukluk eğitiminde sürdürülebilir gelişimi değerlendirme projesi) uygulamasına katılır mısınız dediklerinde havalara uçtuk, Kore’de yaptığımız çalışmalar sunuldu.

Aslında okullar kurucu ve ekip arkadaşlarının yansıması oluyor. Gelişim ve değişime inanan Dadya Ekibi, işte tam da bu nedenle Reggio Emilia Yaklaşımı’na ve Ekolojik yaklaşıma yöneldi. Tam da bu nedenle, TÜBİTAK, Hacettepe Üniversitesi, TED Üniversitesi ortak projesi olan Pedagojik Dokümantasyon Çalışmasına katıldık.

Hayallerimiz çok; çok büyük bahçemiz olsun, ekelim, biçelim, akredite bir Reggio okulu olalım, akademisyenlerce bilinelim, onaylanalım, işimizi iyi yapalım, en çok da çocukların anılarında hoş bir yer alalım, dostlar biriktirelim istiyoruz.

Umut ederim biraz yapabiliyoruz; her işte olduğu gibi, kurucunun vizyonu belirleyici oluyor; ancak bu iş ekip işi ve Dadya hepimizin. Neredeyse kuruluşumuzdan beri bizimle olan Ayşe, Gülsüm, Elif, Yusuf, Atiye'ye, şubeleşme ile birlikte aramıza katılıp bizimle olan Sevgili Hafize ve Birsen’e, Neşe, Pelin Birsen’e, büyüyen ekibimize katılan, Dadya’ya değer katan tüm ekip arkadaşlarıma ve velilerime teşekkürlerimle.

Banu German Özkan