Aile Katilimi


OKUL ÖNCESI EGITIM KURUMLARINDA AILENIN EGITIME KATILIMI Çocuklar dogduklari günden baslayarak inançlarini, tutumlarini ve davranislarini sekillendiren bir aile ortaminda yasamaya baslarlar. Okul öncesi dönemde, büyüme ve gelismenin her asamasinda çocugu korumak, yetistirmek, çocugun ihtiyaçlarini karsilamak, yasam kosullarini iyilestirmek, gelismesi için olanaklar saglamak, ailenin oldugu kadar, yakin çevresinin, egitim kurumlarinin ve üyesi oldugu toplumun da görevidir. Okul öncesi egitim öncelikle ailede baslamaktadir. Çocugun kisilik gelisimi yönünden istenilen noktaya ulasmasi, etkilesim içinde oldugu farkli çevrelerin bu gelisime katki derecesi ile yakindan baglantilidir ve okul öncesi kurumda verilen egitimin sürekliliginin saglanmasi için okul aile is birligi sarttir. Okul öncesi egitim kurumlarinda uygulanan egitim programlari ne denli kaliteli olursa olsun aile tarafindan desteklenmedikçe çocuklarda kalici davranis degisiklikleri saglamak ve okul öncesi egitimin hedeflerine ulasmak mümkün olamayacaktir. Bu is birliginde her iki tarafin da katiliminin saglanmasi gerekmektedir (Kagitçibasi, 1996, 25; Coleman ve Churchill, 1997, 144). Okul aile is birliginin baslangici için öncelikle okul öncesi egitimcileri ailenin önemine inanmalidirlar. Aileyi dislamak yerine, okul öncesi kurumda verilen egitimin aile tarafindan desteklenirse kalici olacagini kabul etmeleri gerekir. Bu nedenle, çocugun kuruma kayit oldugu andan itibaren aileyle rekabet içine girmemek her anlamda is birligine hazir olmak hatta yardimlarini talep etmek önemlidir. Çocuklarin gelisimi ve egitimi bütüncül olarak okul, aile ve toplum yasamlarinin baglamlari içinde düsünülmelidir (Kagitçibasi, 1996, 25; Coleman ve Churchill, 1997, 144; Pehlivan, 1997, 4).

Aile Katilimini Planlama

Aile katilimi, anne babalarin çocuklarin gelisim ve egitimlerine katkida bulunmalari için organize edilmis etkinlikler bütünüdür. Aile katiliminda, öncelikle ailenin çocuklarin egitimi üzerinde etkilerinin önemini benimseyerek, aileleri destekleyici, onlari çocuk gelisimi ve egitimi konusunda egitici ve çocuklarinin egitimine katilmalarini saglayici sekilde sistematik ve kurumsal egitimle evdeki egitimi paralellestiren bir yaklasim sergilenmelidir. Aile katilimi, çocugun okuldaki, aile içindeki ve toplumdaki bütün yasamlarini kapsayacak sekilde planlanmali ve uygulanmalidir. Planlamada okulun “Okulumuz ne tür bir aile katilimi programini izlemelidir?” sorusunu yanitlamasi çok önemlidir. Yanit, okuldaki ögretmenlerin ve ebeveynlerin ilgilerine ve ihtiyaçlarina bagli olarak verilebilir (Morrison, 1998, 419; Coleman, 1997, 14; Hohmann ve Weikart, 2000, 85). Okul aile is birligi süreci, ailelerin çocuklarini okula ilk kayitlarini yaptirdiklari andan itibaren baslamistir. Böylece ögretmenlerin “aile katilimi programi felsefelerini” belirledikten sonra ellerinde, kayitlar sirasinda edinilen çocuk ve aileye iliskin temel bilgiler mevcut olacaktir. Çocuklar ve aileler ile ilgili elde edilen bu ilk bilgiler, aile katilimi programinin genel çerçevesini olusturacaktir. Ögretmen, yillik planda egitim programina; yeni egitim yilinda gelecek çocuklarin ve ailelerinin özellikleri ve gereksinimlerinin ortalama olarak neler olabilecegini tahmin ederek ona göre aile katiliminin nasil saglanacagi (aile katilim etkinliginin adi, tarihi, konusu, varsa çagrilmasi düsünülen uzman konuk ve onunla ilgili hazirliklar, ebeveynin sinifa katilimi ile ilgili yapilmasi gerekenler, veli toplantilari, bülten tahtasi, brosür, afis hazirliklari vb.) ile ilgili hazirliklara iliskin açiklamalara yer vermelidir. Ögretmen, egitim yili içinde yapacagi degisiklikleri degerlendirmede belirterek bunlara yillik planinda yer verebilir. Çalismalarin detaylandirilmasi, ihtiyaç belirleme çalismalarinin sonuçlarina göre yapilmalidir (Kandir, 2002, 41). Ailenin ihtiyaçlarini belirleme çalismasi, ailenin içinde bulundugu süreçteki ihtiyaçlarini ortaya koymayi amaçlamaktadir. Bu tür bir çalisma, hem aile üzerinde odaklasmali hem de her bir aile üyesinin ihtiyaçlarini göz önünde tutan bir sistem içerisinde planlanmalidir. Kapsamli bir ihtiyaç belirleme çalismasi düzenlenirken, ailenin ihtiyaçlari kadar maddî ve manevî imkânlari üzerinde de odaklanilmali ve ikisi arasinda denge kurulmalidir. Ayrica, okul ve toplumun ihtiyaçlari da bu asamada önemlidir (Ersoy, 2003, 125). Ailenin ihtiyaçlarinin belirlenmesinin yani sira, aileye saglanacak hizmetlerin türü, içerigi, niteligi ve yöntem seçimi de önemlidir. Ancak hizmetlerin amacina ulasmasi ve uygulanan programi ailenin kabul etmesini kolaylastirmasi açisindan ihtiyaç belirleme çalismasi mutlaka yapilmalidir. Toplantilarin günü, saati, zamani, konusu ve kurallar ailelerle birlikte belirlenmelidir. Aile katilimi etkinliklerinin önceden planlanmasi, gerekli hazirliklarin yapilmasini ve etkin katilimin saglanmasini kolaylastiracaktir (Can Yasar, 2001, 367). Ailelerle birlikte çalisirken ilk yapilacak sey ailenin farkliligini anlamaktir. Birbirinden ayri kültürel bakis açilari ailelerdeki farkliliklarin bir parçasidir ve kültürel farkliliklar, okul-aile iliskisini kurmaya çalisirken engeller yaratabilir. Hazirlanan aile katilim programi ailelerin; kültür seviyesi, yasadiklari deneyimleri, davranissal ve gelisimsel beklentileri ile uyum saglamalidir. Bir çocugun ailesi ile ilgili bilgilenmek, duyarli ve etkili okul-aile iliskisinin gelismesi için önemlidir (Coleman, 1997, 15; Hohmann ve Weikart, 2000, 69).

Aile Katilim Etkinlikleri: Basarili bir programin çesitli türlerde aile katilimini saglama ve ailelere; dinleyici olma, evde görevi üstlenme, program destekleyicisi olma, danismanlik ve karar verici olma gibi çesitli rolleri verme özellikleri vardir. Her biri farkli yerlerde, farkli materyaller ve kaynaklar gerektiren ve farkli sonuçlara yol açan aile katilimi etkinlikleri sunlardir:

1.Bilgilendirme Toplantilari: Bu katilim seklinde, anne babalar kendi çocuklarinin gelisimlerini kolaylastirabilmek için bazi bilgiler alirlar. Bilgi destegi, grup toplantilari (konferans, seminer, panel, sohbet toplantilari gibi) ve bireysel görüsmeler yoluyla yapilir. Bu yolla ailelerin, çocuk gelisimi ve egitimi ile ilgili bilgilerinin artirilmasi ve anne babalik yeteneklerinin desteklenmesi saglanabilir. Toplanti konulari çocuk egitimiyle ilgili olabilecegi gibi aile çocuk iletisimini artiracak, çocuklarla evde yapilabilecek etkinlikler, oyuncak yapimi ve çocuk kitaplari gibi konularda da olabilir (Hohmann ve Weikart, 2000, 80; Ömeroglu vd., 2003, 441). Öncelikle toplantinin konusuna ve adina karar vermek gerekmektedir. Ailelerin gereksinimlerine yanit verecek bir toplanti olmasi katilimi artiracagindan ihtiyaç belirleme çalismalarinda çocugun gelisimi ve egitimine iliskin olarak en çok gereksinim duyulan konu seçilmelidir. Genellikle bilgilendirme toplantilarinda yapilan, bir uzman bulup onu konusturmaktir. Burada ihtiyaç anne baba tarafindan belirlenmedigi için toplantiya katilim azdir ve anne babalar bu tür toplantilara bir daha katilmaz. Ailelerin kendi belirledikleri konularda toplantilara katilimi daha fazla olacaktir. Toplanti konulari seçilirken öncelikle ailelerin ve çocuklarin güçlü yönlerini destekleyecek pozitif basliklar seçilmelidir. Bu, toplantiya katilan anne babalarin basarisizlik korkusunu yenmelerini saglayacaktir (Hornby, 2000, 41). Toplantilar sirasinda ögretmen, oldukça özel ve somut olmali, degerlendirmelerini; sanat etkinlikleri, gözlem kayitlari ya da fotograf örnekleri ile desteklemelidir. Ögretmen, anne babalari konusmaya tesvik etmeli ve grubu yönlendirmelidir. Çocuklarin diger çocuklar ve aileler ile karsilastirilmasindan kaçinilmalidir. Eger bir sorun var ise gerçekçi bir sekilde yaklasilmali ve anne babayi is birligi yapmaya davet etmelidir. “Nasil yardim edebilecegimizi düsünüyorsunuz?” Anne babayi dinledikten sonra “... yapmayi deneyebiliriz bakalim ne olacak” denilebilir. Anlasmazlik durumunda tartismadan kaçinilmalidir (Manning ve Schindler, 1997, 28). Toplanti sonunda gelecek toplanti ile ilgili planlamalar bittikten sonra olumlu duygular ifade edilmeli, anne babalar is birligine davet edilmelidir. Bireysel görüsmeler yapilarak ebeveynlerin çocuklar ile ilgili beklentileri ögrenilebilir. Bu beklentilerine ulasmak için neler yapabilecekleri, çocuklari ile ilgili karsilastiklari problemleri nasil çözecekleri konusunda tartisilabilir. Bu görüsmeler, ögretmenler tarafindan planlanabilecegi gibi anne babalardan gelen talep üzerine de düzenlenebilir. Bireysel görüsmeler sadece okulda ya da çocukta bir sorun oldugunda planlanmamali, zaman zaman çocuk ve aile ile ilgili olumlu duygular ve çocugun gelisimi için de yapilmalidir. Önce, olumlu davranislar konusulmalidir. Aileyi suçlayici ve yargilayici tavirlardan kaçinilmali, sorunun aile ile birlikte çözülebilecegi duygusu verilmelidir. Gereksiz sohbetlere yer verilmeden asil konu tartisilmalidir. Görüsme sirasinda ortam gerginlesirse, görüsme baska bir tarihe ertelenebilir. Anne babalar grupla yapilan toplantilarda çocuklari ile ilgili problemi rahatça paylasamayabilir. Bireysel görüsmede karsilikli etkilesime girildigi için sorunun kaynagina inilebilir ve çözüm yollari üretilebilir (Can Yasar, 2001, 369; Ömeroglu vd., 2003, 442).

2.Ev Ziyaretleri: Ev ziyaretleri, ebeveynlerin degerlerini, çocuguna karsi tutum ve davranislarini, çocuk ile ilgili beklentilerini ögrenmek ve aileyi tanimak için kullanilan en iyi yöntemlerden biridir. Ögretmen açisindan güç olsa da çocuklarin evlerine yapilan ziyaretler çok önemli egitim firsatlari sunmaktadir. Ögretmenin ziyaretleri çocuk ve aileyi daha iyi tanimasina firsat vermektedir. Aile, ev ziyaretleri sirasinda duygu ve düsüncelerini daha rahat ifade edebilmekte, çocuk ise ögretmeninin kendisi ile ilgilendigini ve deger verdigini düsünerek öz-saygisini gelistirebilmektedir (Hildebrand, 1981, 449-450). Ögretmen, ev ziyaretleri sirasinda anne babalarin geleneksel tutumlarina ve deger yargilarina saygi göstermeli, duygu ve düsüncelerini paylasarak onlari desteklemelidir. Onlara, çocuklarini günlük yasamlarinin disinda degil içinde tutmalari konusunda rehberlik etmelidir. Ailelere, çocuklariyla evde uygulayabilecekleri etkinlikler ve uyarici çevre düzenlemesi konusunda bilgiler verilebilir. Ögretmen, gözlemleri sonucu ailenin güçlü yanlarini ve aile-çocuk etkilesimini degerlendirip destekleyici etkinlikler planlamalidir. Ögretmen tarafindan ev ziyareti yoluyla evden alinan bilgiler sadece çocugun gelisim ve egitim yasamini desteklemek amaciyla kullanilmalidir (Ismen ve Yildiz, 1996, 32; Hohmann ve Weikart, 2000, 78).

3. Ailelerin Sinif Içi ve Sinif Disi Etkinliklere Katilimi: Ögretmenler ve yöneticiler okul öncesi egitim programi ve çocugun gelisimi hakkinda ailelere bilgi sunmanin en etkili yollarini düsünmek zorundadirlar. Ailelerin sinif içi ve sinif disi etkinliklere katilmalari, sinif ortaminda çocuklarini gözlemeleri program hakkinda bilgi edinmeleri açisindan önemlidir. Kurulan iletisim biçimi ve sikligi farkliliklar göstermelidir (Morrison, 1998, 418). Okul öncesi egitim kurumlarinda ailelerle iletisim kurma amaciyla su etkinlikler yapilabilir;

Selâmlasma: Anne babalar çogu zaman yasam kosullari ile mücadele ederken toplanti, konferans gibi etkinliklere katilamayabilirler. Ögretmen iletisim için gün içindeki belirli zamanlari kullanabilir. Ögretmen, aileler çocuklarini okula birakmaya ve çocuklarini okuldan almaya geldikleri sirada onlarla karsilasmaya ve selâmlasmaya özen göstermeli, olusan firsatlari degerlendirerek, onlari birkaç dakika kurumda çocuklariyla birlikte zaman geçirmeleri konusunda yüreklendirmelidir.

Telefon Görüsmeleri: Telefon görüsmeleri, anne babalar tarafindan memnunlukla karsilanan bir iletisim yoludur. Telefon görüsmeleri acil durumlarda sadece problemleri iletmek amaciyla degil, çocuklarin ve ailelerin ihtiyaci oldugu durumlarda ve olumlu duygularin paylasilmasi amaciyla yapildiginda daha etkili olmaktadir.

Bülten ve Bülten Tahtasi: Bülten tahtalari ve hazirlanan bültenler ailelerin çocuklarini okula getirdikleri veya almaya geldikleri zaman okuyabilecekleri yerlere yerlestirilmelidir. Çocuklarin günlük yaptigi etkinlikler, ailelerin çocuklariyla yapabilecekleri etkinlik ve oyun örnekleri, inceleme gezileri, konferans veya davetlerle ilgili duyurular, çocuk gelisimi ve egitimi, çocugun beslenmesi, oyun, ana baba tutumlari gibi konular ile ilgili makaleler, gazete kupürleri, brosürler, afisler, haftalik yemek listesi, çocuklarin etkinlikler sirasinda çekilen fotograflari ve acil telefon numaralari vb. ailelerin görebilecegi bir yere yerlestirilen bülten tahtalarina asilabilir. Belli araliklarla seçilen bu konulardaki yazilar birkaç sayfalik bültenler seklinde basilip çogaltilarak ailelere dagitilabilir (Seçkin ve Koç, 1997, 7; Hohmann ve Weikart, 2000, 81).

Haber Mektuplari: Okul öncesi egitim kurumlarinda evlere günlük, haftalik veya 15 günlük arayla düzenli olarak haber mektuplari gönderilebilir. Bunlar okul ve ev arasindaki iletisimi saglayan önemli bir araçtir. Haber mektuplarinda, çocugun o gün ilk kez basarabildigi bir davranisi, evde çocukla yapilabilecek etkinlikleri, etkinlikler sirasinda çekilmis fotograflari, çocugun okulda ögrendigi bir kavramin evde nasil pekistirilecegi, basit oyuncaklarin yapimi gibi bilgiler yer alabilir. Ayrica, düzenlenecek olan inceleme gezilerinin tarihleri ve planini gösteren takvim, gezi için gerekli olan izin belgeleri, okulda yapilacak proje çalismalari için ailelerin evde kullanmadigi artik malzemelerin listesi gibi bilgiler ilave edilebilir (Hohmann ve Weikart, 2000, 81; Can Yasar, 2001, 371; Ömeroglu vd., 2003, 444).

Kitapçiklar: Kitapçiklari, ögretmen kendisi hazirlayabilecegi gibi çocuklarla birlikte de hazirlayabilir. Kitapçiklarin içerigi degisebilir. Çocuklarin en çok sevdigi yemeklerin tariflerinin bulundugu kitapçiklar, çocuklarin ve okuldaki diger personelin adreslerinin ve telefon numaralarinin bulundugu adres kitapçiklari, okuma yazmaya hazirlik çalismalarini içeren kitapçiklar, gezi, gözlem sonucu hazirlanabilecek gezi kitaplari, “Hoslandigim Seyler”, “Nelere Gülerim?”, “En Çok Görmek Istediklerim”, “Güldügüm Seyler” vb. durumlarla ilgili kitapçiklar hazirlanarak ailelere gönderilebilir (Hildebrand, 1981, 460; Aral vd., 2002, 171).

Brosürler: Çesitli konularda (kazalar, beslenme, disiplin, iletisim vb.) ve etkinlikler ile ilgili brosürler hazirlanabilir. Brosürde, ailelere verilen mesajlarin ve bilgilerin kisa, basit, anlasilir ve uygulanabilir olmasina, konularla ilgili resimlerin bulunmasina dikkat edilmelidir. Zaman zaman asi, hastaliklar gibi saglik ile ilgili konularda hazir brosürler kullanilabilir. Bütün ailelere hazirlanan brosürlerin ulasmasi önemlidir.

Afis: Afiste, çarpici bir resim ve bir de ana mesaj yer almalidir. Hazirlanan afisler okulun girisi, sinif kapisi gibi ailelerin görebilecegi yerlere asilmalidir. Afisler uzun süre asildigi yerde kalmamali, zaman zaman yenilenmelidir.

Fotograflar: Sinifta gerçeklesen önemli olaylar, programdaki etkinlikler, yemek, kahvalti veya okul disi yapilan geziler sirasinda çekilen fotograflar panoya asilarak sergilenebilir. Ayrica ailelere de bu fotograflar verilebilir. Böylece aileler, sinifta ve okulda yapilan etkinlikler hakkinda bilgi sahibi olarak, çocuklarini daha iyi tanima firsati bulacaklardir.

Video-Teyp Kayitlari: Sinifta uygulanan etkinlikler sirasindaki önemli ve heyecan verici olaylar kasetlere kaydedilebilir. Bu kayitlar, evlere gönderilerek, okuldaki çalismalar ailelerle paylasilarak, ailelerin bilgilenmesi saglanabilir.

Iki Yönlü Yazismalar: Okuldan aileye, aileden okula iki yönlü bir iletisim sürecidir. Çogu anne baba, ögretmenlerle mektupla iletisim kurmayi tercih ederken, bazilari ise okul-ev günlükleri veya defterleri araciligi ile iletisim kurmayi tercih edebilir. Bu tür yazismalar, günlük veya haftalik olarak yapilabilir. Bu yazismalarla çocugun okuldaki etkinliklere katilimi, saglik durumu ve gelisim özelliklerine iliskin konularda yazisma yoluyla, karsilikli iletisim saglanabilir. Iki yönlü gerçeklesmesi gereken bu yazismalar çocuk, aile ve okul açisindan önemli konularda yapilmalidir (Hornby, 2000, 37; Can Yasar, 2001, 372).

Ebeveyn Kütüphanesi: Okul ortamindaki küçük bir odaya çocuk gelisimi ve egitimi ile ilgili kaynak kitaplarin, dergilerin ve uygun öykü kitaplarinin bulundugu bir bölüm hazirlanarak bir kütüphane olusturulabilir. Anne babalar bu kaynaklardan yararlanmalari için tesvik edilebilir (Ömeroglu vd., 2003, 445).

4. Evde Ögrenme: Ögretmenler, anne babalara siniftaki çalismalarla koordineli olarak evdeki ögrenme etkinliklerinde çocuklarina nasil yardim edecekleri konusunda önerilerde bulunabilirler. Bu öneriler zaman zaman sözel olabilecegi gibi ilgi çekici bir sekilde hazirlanmis, yapilacaklari adim adim gösteren yazili mesajlar seklinde de olabilir. Bu yazili materyallerde, anne babalarin çocuklari ile birlikte yapabilecekleri etkinlikler, oyunlar, tartisabilecekleri konu basliklari, disiplin yöntemleri, çocuk yetistirme ile ilgili tutumlarini destekleyebilecekleri mesajlar yer almalidir. Ailelerle öncelikle egitim materyali getirme konusunda çalismalar yapilarak bu tür ödevlere alismalari saglanabilir. Sonuç olarak anne baba okuldaki çalismalara tesvik edilir ve böylelikle çocuguyla bir egitimci gibi etkilesime girer. Bu tür yapilan etkinliklerin ertesi gün ögretmen tarafindan sözel olarak ya da etkinligi kontrol ederek takibinin ve degerlendirmesinin yapilmasi gerekir (Coleman, 1997, 16; Manning ve Schindler, 1997, 28).

5. Ailenin Kurum Programina Katilimi: Aileleri çocuklarinin egitim gördügü siniflara dahil etmek, aile katilim programinin en önemli fakat ayni zamanda en zor asamalarindandir. Öncelikle ögretmen ailelere, sinifta çocuklarinin neler yaptiklarini, çocuklarla nasil iletisim kurdugunu, onlarla nasil konustugunu, hangi durumlarda yardim ettigini, nasil rehberlik ettigini gözleme firsati sunmalidir. Bunun sonucunda anne babalar ögretmeni model alarak, çocuk egitimi konusundaki bilgi ve tutumlarini gelistirir ve evde çocugunun gelisimini nasil destekleyebileceklerini ögrenirler. Anne babalar, sinif katilimi sirasinda farkli özellikteki çocuklarin farkli yönlerini görerek insanlara nasil bir tutum gelistirecekleri konusunda deneyim kazanirlar. Aile sinifa katilimla kurumu, ögretmeni ve kosullari daha iyi görebilecegi için beklentilerinde gerçekçi olmayi ögrenir ve okula, ögretmene güven duyar (Coleman ve Churchill, 1997, 145; Manning ve Schindler, 1997, 30; Gorham ve Nason, 1997, 24). Aileler sinif katilimina iliskin olarak önceden; uygulanan egitim programi, katilimin ne sekilde olacagi, çocuklarla nasil iletisim kurulacagi, çocuklara hangi durumlarda nasil rehberlik edilecegi, çocuklarin özel durumlari vb. konularda bilgilendirilmelidir. Ögretmen ve sinifa katilacak olan aile bireyi önceden sinifta yapacaklari etkinlikler üzerine planlama yapmalidir. Anne babalar her zaman kisilikleri, maddî olanaklari ve yasam kosullari nedeniyle programa aktif olarak katilamayabilirler ya da katilmak istemezler. Anne babalar bu konuda zorlanmamali, sinif disindaki etkinliklere katilmalari saglanmalidir. Ögretmen ve anne-babalar birlikte çalisarak kendi yetenekleri, ilgileri ve kariyerlerini kullanabilecekleri sinif etkinlikleri gelistirmelidir (Coleman, 1997, 18). Ailenin sinifa katilimi; • Sinifi ve uygulanan program etkinliklerini gözleyerek, • Sarki, oyun, hikâye okuma gibi etkinliklerde ögretmen rolünü üstlenerek, • Evde veya okulda egitim materyali hazirlayarak, • Kahvalti, yemek ve oyunda rehberlik ederek, • Inceleme gezileri veya kisa yürüyüsler gibi sinif disi etkinliklerde ögretmene yardimci olarak, • Dosyalama, kayit tutma, siniftaki esyalarin korunmasi, tamiri, gezi ve diger etkinliklerde vb. konularda ögretmene yardimci olarak, • Meslekleriyle ya da özel yetenekleriyle ilgili konularda çocuklarla birlikte etkinlige katilarak saglanabilir (Bergman, 1990, 12-13; Coleman ve Churchill, 1997, 146; Hohmann ve Weikart, 2000). 6. Ailelerin Karar Verme Sürecine Katilimi:Okul öncesi egitim kurumlarinda ailenin programa basarili bir sekilde katilmasi isteniyorsa kurumun amaçlari, politikasi ve etkinlikleri hakkinda karar verirken ailenin katilimi gerekmektedir. Okul-aile birliklerinin okulla ilgili kararlarina, anne babalarin aktif olarak katilmasi büyük önem tasimaktadir. Ögretmenler, anne babalarin diger anne babalarla etkilesimini desteklemek üzere; sohbet toplantilari, çaylar ya da anne babalara birlikte yapmalari gereken sorumluluklar vermelidir. Bu tür etkilesimler okul aile birligine üyelikte birbirini temsil etmeyi kolaylastiracak ve bunu destekleyecektir. Bu yolla aileler, çocugun egitimini etkileyen politikalarin belirlenmesine, gelistirilmesine ve yerlestirilmesine, ayrica malî destegin saglanmasina, egitim materyalleri ve kaynaklarinin teminine de yardimci olacaklardir (Coleman, 1997, 15; Seçkin ve Koç, 1997, 8). Sonuç:Okul öncesi egitim kurumlarinda, verilen egitimin sürekliliginin ve kaliciliginin saglanmasi, aile katilimini destekleyen iyi hazirlanmis egitim programlari ile mümkündür. Okul yöneticileri ve ögretmenler, çocuklarin egitiminin yalnizca okuldaki bölümü ile ilgilenmekle yetinmemeli, aileleri okulun ve egitim sürecinin bir parçasi olarak görmelidirler. Bu bakis açisi ile aileler yilda birkaç kez çocuklarinin basari durumlarini ögrenmek üzere ya da herhangi bir sorun oldugunda okula gelen bireyler olarak degil, “ayni amaci gerçeklestirmeye çalisan ortaklar” olarak görülmelidir. Okul öncesi dönemde, çagdas ve ekonomik toplumun gerektirdigi duygu ve düsüncelerini özgürce ifade edebilen, arastirmaci, merakli, girisimci, kendi kendine karar verebilen, kendi haklarina ve baskalarinin haklarina saygili, yeteneklerini kullanma becerisine sahip ve öz denetim gelistirebilen çocuklar yetistirebilmek ancak okul ve ailenin is birligi ile mümkün olacaktir. Ailelerin egitim programlarina katilimlari sonucu bilgi, davranis ve tutumlarinda meydana gelecek istendik degisiklikler, toplum bilincini ve duyarliligini gelistirerek toplumun egitim politikalarina katkida bulunacaktir.

Esra ÖMEROGLU - Münevver CAN YASAR Prof. Dr.; - Uzm.; Gazi Üniversitesi Meslekî Egitim Fakültesi Çocuk Gelisimi ve Egitimi Bölümü

Çesitli kaynaklardan derlenmistir.